1. Kural
C. Çocuk ile kişisel ilişki
I. Ana ve baba ile
1. Kural
Madde 323 - Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.
I-) Yargı Kararları:
1-) Y. 2. HD, T: 24.02.2010, E: 2010/1360, K: 2010/3410:
“… Tarafların müşterek çocuklarından İsmail’in velayeti babaya, İrem’in velayeti anneye verilmiştir. Velayeti kendisine bırakılmayan çocuklarla taraflar arasında kurulan kişisel ilişki, çocuklar birbirlerini görmeyecek şekilde düzenlenmiştir. Mahkemece çocukların birbirlerini görmesini sağlayacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. …“
2-) Y. 2. HD, T: 06.07.2009, E: 2008/11258, K: 2009/13390:
“… Taraflar, aralarında düzenledikleri ve içeriği duruşmadaki beyanlarına uygun olan protokolde, velayeti anneye verilen müşterek çocukla davalı baba arasında Salı ve Cumartesi günleri kişisel ilişki tesisini kabul etmişler, bu hususta belirtilen günlerde mutabık kalmışlardır. Kişisel ilişkiye dair bu düzenleme, çocuğun menfaatine uygun düşmediği takdirde, hakimin gerekli gördüğü değişikliği yapabilmesi mümkün ise de, bu değişikliğin taraflarca kabul edilip edilmediği ve taraflara uygun olup olmadığı sorulmadan, çocukla davalı baba arasında Cuma günleri kişisel ilişki tesisi doğru bulunmamıştır. …”
3-) Y. 2. HD, T: 27.09.2007, E: 2006/17627, K: 2007/12722:
“… 1980 tarihli Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi, 16 (onaltı) yaşın altında bulunan çocuklar için uygulanır. Sözleşmenin uygulanması çocuk onaltı yaşına geldiğinde sona erer. (Söz. m. 4) Bu sözleşme gereğince, mutad meskenine iadesi istenilen çocuklardan S., 25.05.1990 doğumlu olup, dava tarihinde onaltı yaşın içindedir. Bu çocuk, sözleşmenin uygulama alanından çıkmıştır. Mahkemece verilen red kararı, bu çocuk yönünden sonucu itibarıyla doğrudur. Bu çocukla ilgili temyiz itirazları yersizdir.
2- Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesine göre haksız olarak bir akit devlet ülkesinden diğerine götürülen veya haksız olarak diğer akit devlet ülkesinde alıkonulan çocuğun mutad meskeninin bulunduğu ülkeye iade edilebilmesi için önceden mutad meskeninin bulunduğu ülke makamlarından alınmış, velayete veya kişisel ilişki kurma hakkına …” (dair) “… bir kararın varlığı gerekmediği gibi, böyle bir kararın mevcut olması durumunda, bunun çocuğun haksız olarak götürüldüğü veya haksız alıkonulduğu Devlette tanınması ve tenfiz edilmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Sözleşme, çocuğun velayet hakkı ihlal edilerek bir ülkeden diğer ülkeye götürülmesi veya alıkonulmasının zararlı etkilerinden uluslararası alanda korunması amacına yönelik olup, çocuğun derhal mutad meskeninin bulunduğu ülkeye geri dönmesini sağlama amacıyla akdedilmiştir. Çocuklardan F. 20.01.2001 doğumludur. Annenin velayet hakkı ihlal edilerek, bu çocuğun baba tarafından Türkiye’de haksız olarak alıkonulduğu dosyadaki delillerden anlaşılmaktadır. Davacı annenin bulunduğu ülke makamına başvuru anında çocuğun haksız olarak alıkonulmasından itibaren bir yıldan az bir süre bulunmaktadır (Söz. m. 12/1). Çocuğun iadesi talebinin reddedilmesini gerektiren şartlar bulunmamaktadır. O halde, bu çocuk yönünden davanın kabulü gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. …”
4-) Y. 2. HD, T: 30.06.2005, E: 2005/10056, K: 2005/10347:
“… Ayın her hafta sonu Cuma günü saat 18’den Pazar günü saat 18’e kadar kişisel ilişki, anneye tüm hafta sonları eve bağımlı hale getirecek ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır. Ayın belirli haftalarını içerecek biçimde daha uygun kişisel ilişki düzenlemek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. ...”
5-) Y. 2 HD, T: 03.03.2005, E: 2005/1298, K: 2005/3171:
“… Velayeti annesine verilen 1988 doğumlu Aytül ile davalı baba arasında her ayın ilk Cumartesi günleri ve dini bayramların ikinci günleri 10.00 - 15.00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmuştur. Taraflar aynı yerde oturmaktadır. Gece yatısına da bırakacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken gerekçeleri açıklanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. …”
6-) Y. 2. HD, T: 24.02.2005, E: 2005/496, K: 2005/2747:
“… Müşterek çocuk 05.02.1999 doğumlu A. ile baba arasında her hafta sonu kişisel ilişki kurulması sonuç itibarıyla annenin çocukla hafta sonu ilişkisini tümden kesilmesine yol açar. Tarafların sosyal ve mali durumları, bölgesel koşullar çocuğun yaşı gözetilerek ayın belli haftalarında kişisel ilişkinin düzenlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır …”
7-) Y. 2. HD, T: 19.02.2004, E: 2003/16663, K: 2004/1898:
“… Henüz bir buçuk yaşında olan küçükle davalı baba arasında her yılın 1-30 Temmuz tarihleri arasında kurulan şahsi ilişki çocuğun fikri ve bedeni gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği gibi şahsi ilişki düzenlenirken başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi suretiyle infazda karışıklık yaratılması da doğru değildir. …”
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
Hükmün, Türk Kanunu Medenîsi’nde bire bir karşılığı bulunmamaktadır.
III-) Madde Gerekçesi:
Madde yürürlükteki Kanunda mevcut değildir; İsviçre Medenî Kanununun 273 üncü maddesinden alınmıştır.
Maddede, ana ve babanın, velâyetleri altında bulunmayan veya kendilerine bırakılmayan çocuk ile uygun bir biçimde kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahip oldukları şeklindeki doğal ilke, açık bir Medenî Kanun hükmü olarak kaleme alınmıştır.
Maddede, çocuğun ana ve babaya bırakılmamış olmasıyla kastedilen, esasen velâyet hakkı ana ve babadan alınmamakla (nezedilmemekle) birlikte, çocuğun başka bir kimsenin koruma (himaye) ve gözetimine bırakılmış olmasıdır ki, bu husus Kanunun 347 nci maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Diğer taraftan, bu madde, bir bakıma 182 nci maddede düzenlenen, boşanan eşlerden velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının da dayanağıdır. 182 nci madde hükmü ise, boşanma hâlinde, velâyet hakkının kullanılmasının hangi eşe bırakılacağının ve boşanan eşin (veya çocuk vesayet altında ise, eşlerin) çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının nasıl kullanılacağının hâkim tarafından kararlaştırılmasına ilişkindir.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
D. Persönlicher Verkehr
I. Eltern und Kinder
1. Grundsatz
Art. 273
1 Eltern, denen die elterliche Sorge oder Obhut nicht zusteht, und das unmündige Kind haben gegenseitig Anspruch auf angemessenen persönlichen Verkehr.
2 Die Vormundschaftsbehörde kann Eltern, Pflegeeltern oder das Kind ermahnen und ihnen Weisungen erteilen, wenn sich die Ausübung oder Nichtausübung des persönlichen Verkehrs für das Kind nachteilig auswirkt oder wenn eine Ermahnung oder eine Weisung aus anderen Gründen geboten ist.
3 Der Vater oder die Mutter können verlangen, dass ihr Anspruch auf persönlichen Verkehr geregelt wird.
2-) CCS:
D. Relations personnelles
I. Père, mère et enfant
1. Principe
Art. 273
1 Le père ou la mère qui ne détient pas l’autorité parentale ou la garde ainsi que l’enfant mineur ont réciproquement le droit d’entretenir les relations personnelles indiquées par les circonstances.
2 Lorsque l’exercice ou le défaut d’exercice de ce droit est préjudiciable à l’enfant, ou que d’autres motifs l’exigent, l’autorité tutélaire peut rappeler les père et mère, les parents nourriciers ou l’enfant à leurs devoirs et leur donner des instructions.
3 Le père ou la mère peut exiger que son droit d’entretenir des relations personnelles avec l’enfant soit réglé.
Not: TMK. m. 323’e, kaynak İMK. m. 273’ün sadece 1. fıkrası kısmen alınmış diğer fıkraları alınmamıştır. Her iki hüküm karşılaştırıldığında dikkati çeken bir diğer farklılık da şudur: İMK. m. 273/f. 1’de kişisel ilişki kurma hakkı sadece anne babaya değil aynı zamanda ergin olmayan çocuğa da tanınmıştır.
V-) Yararlanılabilecek Monografiler:
Yeliz Yücel; Türk Medeni Hukukunda Boşanma Halinde Velayet, Çocukla Kişisel İlişki Kurulması ve Çocuğun Soyadı, İstanbul, 2018.