Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 240

2. Aile konutu ve ev eşyası

2. Aile konutu ve ev eşyası

Madde 240 - Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.

Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.

Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.

Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.

I-) Yargı Kararları:

1-) Y. 8. HD, T: 19.01.2017, E: 2016/21737, K: 2017/427:

“… Dairemiz uygulamalarına göre, aile konutu ölen eşin kişisel malı ise sağ eş lehine mülkiyet hakkı tanınmamaktadır.

Somut olayda; davacı ile eşi Haydar Polat evli iken 27.09.2010 tarihinde Haydar P. ölmüş davacı sağ eş ile davalı çocuklarını mirasçı olarak bırakmıştır. Mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK’nun 225/1. m).

… Katılma alacağına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması istemine konu 3 nolu mesken, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 13.07.1992 tarihinde satın alınarak, ölen eş adına tescil edilmiştir.

Az yukarıda açıklanan aile konutu ölen eşin kişisel malı ise sağ eş lehine mülkiyet hakkı tanınmadığına yönelik Dairemiz uygulamaları göz önüne alınarak; 3 no lu mesken eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 13.07.1992 tarihinde satın alınıp ölen eş adına tescil edilmiş olması nedeniyle ölen eşin kişisel malı olduğundan Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir. …”

2-) Y. 2. HD, T: 12.11.2008, E: 2008/12535, K: 2008/14964:

“… Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin 02.12.2005 tarihinde vefat ettiğini, 3/4 hissesi mirasbırakan H. adına kayıtlı olan Ö. Ü. köyündeki 1230 parsel sayılı taşınmazdaki meskenin aile konutu olduğunu, ölen eşinin diğer mirasçıları tarafından bu payla ilgili olarak ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, bu konuttan çıkarıldığı taktirde mağdur olacağını ileri sürerek, konutun aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş;

Mahkemece; ‘Türk Medeni Kanunun 194. maddesi gereğince meskenin aile konutu olduğunun tespitinin istenebilmesi için, eşlerin her ikisinin de sağ olması gerektiği, eşlerden birinin ölümü halinde Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince dava açılmasının mümkün olduğundan bahisle, istek reddedilmiştir. …

Somut olayda davacı, 1/4 payı kendisine, 3/4 payı da ölen eşine ait olan konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemiştir. Davacının, Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için, böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı mevcuttur. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların tüm delillerini toplayıp, gerektiğinde keşif de yapılıp, bu konutun aile konutu olup olmadığını tespit etmekten ibarettir …”

3-) Y. 2. HD, T: 13.12.2007, E: 2006/20076, K: 2007/17542:

“… Dava sağ kalan eşe Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereği, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel de eklemek sureti ile konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasına ilişkindir.

Dava davacının istemi doğrultusunda kabul edilmiş, davacının taşınmazın 2/3’lük kısmına 1/2 oranında katıldığı kabul edilerek taşınmazın davacının katkısı oranında alacağı mahsup edildikten sonra 2/3’lük kısmına ilişkin bedelin murisin diğer yasal mirasçısı olan davalıya ödenmesine karar verilmiş, davacı 2/3’lük kısmın bedelini yatırmıştır.

Davacı sağ kalan eşin Türk Medeni Kanununun 499. maddesi gereği birinci zümre mirasçılarla birlikte 1/4 oranındaki yasal miras payı mahsup edilecek bedele dahil edilmemiştir.

Davacı sağ kalan eşin Türk Medeni Kanununun 499. madde gereğince 1/4 oranındaki yasal miras payı nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. …”

4-) Y. 2. HD, T: 26.06.2006, E: 2006/3284, K: 2006/10109:

“… Aile konutu olup olmadığının tesbiti (TMK.mad.240) Aile Mahkemesinin görevine, özgüleme görevi ise (TMK.mad.652) Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. O halde, mahkemece özgülenme konusunda tefrik kararı verilerek bu taleple ilgili istemin Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, aile konutu ile ilgili istemin tesbiti konusunda taraflara delillerinin sorulup toplanması değerlendirilmesi ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekir …”

5-) Y. 6. HD, T: 19.04.2004, E: 2004/2889, K: 2004/2885:

“… Dava, üç adet parselin paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkeme satış kararı vermiş, hüküm 400 nolu parsele ilişkin temyiz edilmiştir.

Dava konusu edilen ve satışına karar verilen 400 nolu parsel 2160 m2 alanlı bahçeli kargir ev olarak tapuda tarafların miras bırakanı Y.A. adına kayıtlıdır. Davalı ölen eşi ile birlikte binada aile konutu olarak oturduğunu bildirmiş, Medeni Kanun’un 240. maddesi uyarınca kendisine intifa hakkı tanınması için dava açtığını ve o dava sonucunun beklenilmesini istemiştir.

Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2003/397 esasında açılan davanın Medeni Kanun’un 240. maddesine göre ikame edildiği ve halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. O dosyanın bu dava dosyası için ön mesele kabul edilerek sonucunun beklenmesi, ondan sonra bu parsel hakkında bir karar vermek gerekirken, bundan zühul olunması doğru değildir. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır …”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

Hükmün, Türk Kanunu Medenîsi’nde bir karşılığı bulunmamaktadır.

III-) Madde Gerekçesi:

Madde İsviçre Medenî Kanununun 219 uncu maddesini karşılamaktadır.

Edinilmiş mallara katılma rejiminde, katılma alacağı istemi, ilke olarak belirli malların özgülenmesi hakkını kapsamaz.

Maddenin birinci fıkrasında buna bir istisna getirilmiş ve ölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi hâlinde sağ kalan eşe, o ana kadarki yaşantısını koruyabilmek amacıyla, ölen eşiyle birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine, katılma alacağına mahsup edilmek üzere, bu yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteme imkânı getirilmiştir. Maddede eşlerin mal rejimi sözleşmesiyle aksine düzenlemeleri yapabilecekleri öngörülmüştür.

Maddenin ikinci fıkrası, birinci fıkradaki koşulların mevcudiyeti hâlinde sağ kalan eşe, ev eşyası üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını isteme yetkisini tanımıştır.

Maddenin üçüncü fıkrası, birinci fıkradaki intifa veya oturma hakkı yerine, haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölenin yasal mirasçılarının istemiyle, ölen eşiyle birlikte yaşadıkları konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını hükme bağlamıştır. Maddede bu haklı sebeplerin neler olabileceği belirlenmemiştir. Her somut olaya göre bu sebeplerin haklı olup olmadığı hâkim tarafından değerlendirilecektir.

Maddenin son fıkrasında sağ kalan eşin, ölen eşin meslek ve sanatını icra ettirecek olan altsoylarının varlığı hâlinde, bu meslek ve sanatın icra edileceği bölümlerde intifa, oturma ya da koşulları varsa mülkiyet hakkını, kullanamayacağı ifade edilmiştir. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri, ilgili maddelere yollama yapılarak saklı tutulmuştur.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

2. Wohnung und Hausrat

Art. 219

1 Damit der überlebende Ehegatte seine bisherige Lebensweise beibehalten kann, wird ihm auf sein Verlangen am Haus oder an der Wohnung, worin die Ehegatten gelebt haben und die dem verstorbenen Ehegatten gehört hat, die Nutzniessung oder ein Wohnrecht auf Anrechnung zugeteilt; vorbehalten bleibt eine andere ehevertragliche Regelung.

2 Unter den gleichen Voraussetzungen kann er die Zuteilung des Eigentums am Hausrat verlangen.

3 Wo die Umstände es rechtfertigen, kann auf Verlangen des überlebenden Ehegatten oder der andern gesetzlichen Erben des Verstorbenen statt der Nutzniessung oder des Wohnrechts das Eigentum am Haus oder an der Wohnung eingeräumt werden.

4 An Räumlichkeiten, in denen der Erblasser einen Beruf ausübte oder ein Gewerbe betrieb und die ein Nachkomme zu dessen Weiterführung benötigt, kann der überlebende Ehegatte diese Rechte nicht beanspruchen; die Vorschriften des bäuerlichen Erbrechts bleiben vorbehalten.

2-) CCS:

2. Logement et mobilier de ménage

Art. 219

1 Pour assurer le maintien de ses conditions de vie, le conjoint survivant peut demander qu’un droit d’usufruit ou d’habitation sur la maison ou l’appartement conjugal qu’occupaient les époux et qui appartenait au défunt lui soit attribué en imputation sur sa créance de participation; les clauses contraires du contrat de mariage sont réservées.

2 Aux mêmes conditions, il peut demander l’attribution du mobilier de ménage en propriété.

3 A la demande du conjoint survivant ou des autres héritiers légaux, le conjoint survivant peut, si les circonstances le justifient, se voir attribuer, en lieu et place de l’usufruit ou du droit d’habitation, la propriété de la maison ou de l’appartement.

4 Le conjoint survivant ne peut faire valoir ces droits sur les locaux dans lesquels le défunt exerçait une profession ou exploitait une entreprise s’ils sont nécessaires à un descendant pour continuer cette activité; les dispositions du droit successoral paysan sont réservées.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X