Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 364

A. Nafaka yükümlüleri

İkinci Bölüm 1

Aile

Birinci Ayırım 2

Nafaka Yükümlülüğü

 

 

A. Nafaka yükümlüleri

Madde 364 - Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.

Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

I-) Yargı Kararları:

1-) YİBK, T: 16.05.1934, E: 1934/35, K: 1934/12:

“… 344 üncü madde şikâyetin mevzuunu teşkil eden aylara ait ödeme şartlarına taalluk eder. Şikâyet tarihinden sonra geçecek aylar bu mevzuun ve şikâyete müstenit takip ve muhakemenin haricinde kalır. Maddenin son fıkrasında borçlu nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dava açmışsa, bu madde hükmünün tatbiki muhakemenin neticesine bırakılır denilmektedir. Şüphesiz bu fıkranın hükmü de muhakemenin mevzuu dahilindeki suça matuftur. Gerçi nafakanın kaldırılması veya indirilmesi hakkında sudur edebilecek olan ilâmın hükmü ancak lühuku tarihinden sonrası için hukukî bir netice husule getirir, fakat öyle bir ilâmın cezai noktadan te’siri öyle değildir. İlâma mesnet teşkil eden hadise suçun tekevvününden önceki bir zamanda tarafların hukukî veya malî vaziyetlerinin değişmiş olması suretinde tecelli edebilir. Bu takdirde ceza davasını rüyet etmekte olan tetkik mercii hukuk mahkemesince tesbit edilen o hadiseyi ve tarihini nazara alacaktır. Fıkrada lüzum gösterilen talikin sebebi budur. Yoksa nafakanın kaldırılması veya indirilmesi ancak bu baptaki hüküm tarihinden sonrasına tesir edeceği mütalaasiyle borçlunun buna müteallik davasından sonra tekevvün eden suçun muhakemesi ve cezaî hükmü hukuk mahkemesindeki dava neticesine talik edilmez denecek olursa mezkûr fıkranın tatbik edilebileceği hiç bir hadise kalmaz. Böyle bir mütalaanın kabulü fıkra hükmünün külliyyen mühmel bırakılmasını intaç eder. Fıkra ceza hükmünün borçlu tarafından açılmış olan davanın neticesine bırakılması hususunda sarih ve kat’î olup imal edilmesi zaruridir.

Yukarıda zikrolunan sebeplere mebni İcra ve İflâs Dairesinin mütekarrir içtihadını tebdile mahal olmadığına ve borçlu tarafından mahkûmunbih nafakanın kaldırılması veya azaltılması hakkında dava açılmış bulunması takdirinde 344 üncü maddedeki cezaî hükmün mezkûr hukukî dava muhakemesinin neticesine bırakılması mutlak surette zarurî bulunduğuna ekseriyetle karar verildi.” (RG. 12.09.1934; S: 2801).

2-) YİBK, T: 28.11.1956, E: 1956/15, K: 1956/15:

“… Her dâvada açıldığı tarihte tesbit edilen vaziyet hükme esas ittihaz olunması iktiza eylemesine ve böyle bir dâvada da talebinin kabule şayan olduğunu ispat eden dâvacıya karşı dâvanın ikamesiyle dâvalı mütemerrit hale düşmüş addedilmesi muvafık bulunmasına binaen nafakanın bağlanmasında olduğu gibi arttırılma veya eksiltilmesine dair taleplerin kabulünde de buna dâva tarihinden itibaren hükmolunması icabettiğine … ittifakla karar verildi.” (RG. 27.12.1956; S. 9494). 

3-) YHGK, T: 05.05.2004, E: 2004/3–251, K: 2004/248:

“… Davacı (kız çocuğu), davalı (babasından) aylık 400.000.000 lira yardım nafakası talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacının 38 yaşında olup, çalışmasına engel bir halinin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364.maddesine göre; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Yine aynı Kanunun 365. maddesinin 2. fıkrasında; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir” düzenlemesi yer almıştır.

Hukuk Genel Kurulunun 7.6.1998 gün, 1998/656;688 sayılı ilamında da; “… yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi … maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Somut olayda, her ne kadar davacı reşit ve sağlıklı olması nedeniyle çalışabilir konumda ise de; davanın açıldığı tarih itibariyle işsiz olduğu sabittir. Öğrenim durumu dikkate alındığında ve ülkedeki ekonomik yapı gözetildiğinde … davacının iş bulma imkanı da oldukça güçtür. Böylece hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan kız çocuğunun zaruret içinde bulunduğunun kabulü zorunludur. Salt iddiaya dayalı olarak kanaat edinilmesi suretiyle delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Mahkemece yapılacak iş, davacının geçimi için gerekli davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK. nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, Çaycuma 1.Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi sıfatıyla) mahkemece önceki kararda direnilmiştir. …

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. …”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

Bu maddenin karşılığı için Türk Kanunu Medenîsi’nin iki hükmünü zikretmek gerekir:

1-) A BORÇLULAR

Madde 315

Herkes, yardım etmediği surette zarurete düşecek olan usul ve füruuna ve erkek ve kız kardeşlerine muavenet ile mükelleftir.

2-) B MUAVENET TALEBİ

Madde 316

Nafaka dâvası, bununla mükellef olanlar hakkında, mirastaki tertip sırasiyle ittihaz edilir. Dâva, dâvacının geçinmesi için muktazi ve diğer tarafın geliri ile mütenasip, bir muavenet talebinden ibaret olur.

Erkek ve kız kardeşler, hali refahta bulunmadıkça kendilerinden nafaka istenemez. Dâva, nafaka istemek hakkına malik olan kimse tarafından veya o kimse resmî bir müessesede infak olunuyor ise o müessese yahut müessesenin tabi olduğu idare tarafından mükellefin ikametgâhı mahkemesinde ikame olunur.

Not: Türk Medenî Kanunu’nun 364. maddesi, Türk Kanunu Medenîsi’nin 315. maddesine ve 316. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesine tekabül etmektedir.

III-) Madde Gerekçesi:

Yürürlükteki Kanunun 315 ve kısmen de 316 ncı maddesini karşılamaktadır.

Madde, İsviçre Medenî Kanununun 328 inci maddesinden esinlenen 1984 tarihli Öntasarının 297 nci maddesinden alınmıştır. Ancak birinci fıkrada “...önemli ölçüde geçim sıkıntısına” düşmekten söz eden Öntasarı yerine, Kaynaktaki gibi “… yoksulluğa düşmek” deyimi tercih edilmiştir. “Nafaka” terimi ise çok yerleşmiş olması itibarıyla aynen korunmuştur. Maddenin ikinci fıkrasındaki hüküm, yürürlükteki Kanunun 316 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer almaktadır. Maddeye eklenen üçüncü fıkra ile eşlerin birbirine, ana ve babanın ergin olmayan çocuklarına karşı bakım borçlarına ilişkin özel hükümlerin saklı olduğu vurgulanmıştır.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

Neunter Titel: Die Familiengemeinschaft

Erster Abschnitt: Die Unterstützungspflicht

A. Unterstützungspflichtige

Art. 328

1 Wer in günstigen Verhältnissen lebt, ist verpflichtet, Verwandte in auf- und absteigender Linie zu unterstützen, die ohne diesen Beistand in Not geraten würden.

2 Die Unterhaltspflicht der Eltern und des Ehegatten bleibt vorbehalten.

2-) CCS:

Titre neuvième: De la famille

Chapitre premier: De la dette alimentaire

A. Débiteurs

Art. 328

1 Chacun, pour autant qu’il vive dans l’aisance, est tenu de fournir des aliments à ses parents en ligne directe ascendante et descendante, lorsque, à défaut de cette assistance, ils tomberaient dans le besoin.

2 L’obligation d’entretien des père et mère et du conjoint est réservée.

 

Not: İsviçre Medenî Kanunu’nun 328. maddesinin 2. fıkrası 18.06.2004 tarihli Federal Kanun ile 01.01.2007 itibariyle değişikliğe uğramıştır. Anılan hüküm şu şekilde kaleme alınmıştır: “Anne ve babanın, eşin veya tescil edilmiş birlikteliklerdeki çiftlerin bakım yükümlülükleri saklıdır.”



1   İkinci Bölüm Türk Kanunu Medenîsi’nde “Dokuzuncu Bap / Aile” şeklinde idi.

2   Birinci Ayırım Türk Kanunu Medenîsi’nde “Birinci Fasıl / Nafaka” şeklinde idi.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X